Ailemizin
ekonomik sorunlarını çözerken, genelde eşimiz ve çocuklarımızla bir masa etrafına
oturur ve hep birlikte düşünürüz, kısıtlı bütçemizi en iyi nasıl kullanabiliriz
diye. Aile fertlerinin her birinin ihtiyaçlarını dikkate alırız: En küçük olan
oyuncak istiyor, büyük olan kursa gitmek istiyor, ailenin yaşlısının ilaca
ihtiyacı var, eve yiyecek almalıyız, vs. Bütçemizi herkesin ihtiyacına göre
ayarlarız. Aslında, aynı yaklaşımla dünyanın bütçesini de bu şekilde düzenleyebiliriz.
Genelde,
kazandığımız her şeyi ailemize getiririz. Maaşımızın bir kısmını özel olarak
kendimiz için bir kenara koymayız. Yani, ticari kurumların genelde yaptığı gibi,
kazancın %30’unu baştan, kendi çıkarımız için bir kenara koymayız.
Farz
edin ki bir fabrika bardak üretiyor ve bardağın tanesini 10 tl’ ye satıyor. Mal
sahibi 5 tl’yi kendisine ayırıyor ve geri kalan 5 tl, maaşları, diğer üretim
masraflarını, amortismanı, sigortayı, vs. kapsıyor.
Neden
mal sahibi herkesten ayrı olarak bardak başına 5tl kazanıyor? O da herkesle
birlikte aynı maaşı alabilir. Aslında, herkesin eşit paylar alması ve
birbiriyle adil şekilde etkileşmesi gereken, tek bir sistem içinde yaşıyoruz.
Ancak, bu gerekliliğe uymadığımız için, toplumun belli bir kısmı bu gerekliliği
hissetmediği için, bugün yaşadığımız dengesizlikler ve ekonomik sorunlar içinde
boğulmak üzereyiz.
Bizim
yanlış, bencil ilişkilerimiz tüm dünyaya dengesizlik getiriyor. Eğer aramızdaki
ilişkilerde denge olmasını arzularsak, o zaman bu bizi doğal olarak barış ve uyum
değerlerine yöneltecektir. Ayrıca, elimizde büyük bir malzeme ve doğal kaynak
fazlalığı da oluşacaktır. Gerçekten ihtiyacımız olan kadarını harcadığımızda ve
böylece dünyanın kaynaklarını boşa harcamayı durdurduğumuzda, tüm sistemler
dengeye gelecektir.
Daha
fazla endüstriyi geliştirmemize gerek yok. Asıl ihtiyacımız olan şey, aramızdaki
ilişkileri, ilişkilerin niteliğini iyileştirmektir. Aramızdaki ilişkileri
iyileştirdiğimiz takdirde, yani sadece kendi iyiliğimizi değil, diğer tüm
insanların da iyiliğini düşündüğümüz ve ona göre hareket ettiğimiz takdirde, dünya
bize ihtiyacımız olan her şeyi rahatlıkla sağlayacaktır: yiyecek, giyecek,
barınak, vs. O zaman herkes, ihtiyacı olan her şeyi normal seviyelerde elde edebilir.
Ancak bu noktaya, kendimizi değiştirerek, bencilliğimizden vazgeçip diğer
insanları da düşünerek paylaşımcı olduğumuzda ulaşabiliriz.
Geçmişte,
bu tür fikirler bilim kurgu gibi gelirdi kulağımıza ama bugün artık başka bir
seçeneğimizin olmadığı noktaya geldik. Yaşadıklarımızdan
görünen o ki doğa zaten bizi buna göre hareket etmeye zorluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder