Çocuklar
çevrelerine ve aile ortamına karşı çok duyarlıdırlar. Maalesef genelde onların
bu duyarlılığını anlayamıyoruz. Eğer sağlıklı bir aile ortamına sahip olmayı
arzuluyorsak, öncelikle anne ve babanın çocuklara, kendi yaşamlarına dair bir
takım açıklamalar yapmasında fayda var: Anne neden işe gidiyor, evdeki
görevleri, sorumlulukları ne, akrabalarla olan ilişkileri neden o şekilde,
görevleri ne tür zorluklar içeriyor? Benzer şekilde, baba da kendi yaşamını
açıklamalıdır.
Anne ve baba, aynı
zamanda çocuklarına, onlara sahip olmaktan ne kadar mutluluk duyduklarını,
onlara bakmak için ne kadar özen gösterdiklerini ve onlarla olmaktan ne kadar keyif aldıklarını da ifade
etmelidirler.
Eğer anne ve baba
tüm bunları çocuklarına aktarabilirse (tabii ki doğru oranda, bunları
hissettikleri güçte ve boyutta değil), çocuklar o duygunun içine dahil olurlar.
Böylece bu tür bir ilişkide güven oluşur ve çocuk, anne ve babasını içtenlikle
karşılar ve sağlıklı bir “ev” ortamı sağlanır.
Aslında, gerçeği
söylemek gerekirse, kendi başaramadıklarımızı çocuklarımızdan talep etme
eğilimindeyiz. Çünkü kendimizi tam, tamamlanmış hissetmiyoruz ve çocuklarımız
sayesinde kendimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden de bazen farkında
olmadan çocuklar üzerinde çok fazla baskı yapabiliyoruz.
Çözüm, kendimizi
tamamlamayı çocuklarımızdan talep etmek yerine, kendi başımıza başarmaya
çalışmaktır. Eğer tam ve bütün olmayı başarırsak ya da en azından bunun ne
demek olduğunu anlar ve bunu başarmak için çabalarsak, çocuklarımıza gereksiz
yere baskı yapmaya son verebiliriz ve onlar için en iyi olan şekilde büyümeleri
ve gelişmeleri için onlara izin verebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder