Ailede eşler arasındaki
sorunlara genel yaklaşım ya eşlerin birbirinden şikayetçi olması, diğerini
suçlamasıdır ya da ortada sorun yokmuş gibi davranmaktır. Her iki yaklaşım da
sorunu çözmez, aksine sorunu işin içinden çıkılmaz bir hale, bir kısır döngüye
dönüştürür. Sorunu gerçekten çözmek istiyor musunuz? Eğer istiyorsanız, çözüm
getirecek yaklaşım, eşlerin sorunu ortaklaşa olarak aşmaya çalışmasıdır.
Mesela, eğer kocam beni takdir
etmiyorsa, bunun bende yarattığı duyguyu görmezden gelmek, bastırmaya çalışmak
yerine, bu duygunun üstüne çıkmaya çalışmak daha olumlu bir yaklaşımdır.
Öncelikle duygularımızı birbirimizle paylaşmayı öğrenmeliyiz. Bu paylaşım,
birbirimizi kırıcak şekilde değil, ilişkiye yapıcı bir katkı sağlayacak şekilde
olmalıdır.
Mesela, eşime şöyle diyebilirim:
“Bencil bir doğam var ve bu doğama göre senden yeterince ilgi ve sevgi
görmediğimi hissediyorum. Eskisi gibi birbirimizle vakit geçirmiyoruz, kendi
köşelerimizde yaşıyoruz. İstediğim sadece bir şey var, birbirimize şikayette
bulunmak yerine, şikayetlerimizi kendimize edelim. Birbirimizin hatasını kendi
hatamızmış gibi görmeye çalıştığımız bir çalışma yapalım birlikte.”
Böyle bir çalışma, her bir eşin
diğerini mükemmel görmesini, kendisinin ise o kadar mükemmel olmadığını
görmesini sağlayacaktır. Çalışma sonrasında tüm hatalarımızın
ötesinde, birbirimize eş olarak davrandığımızda, gerçek bütünlüğe ulaşabiliriz.
Sonunda, olan her şeye rağmen, eşime sevgiyle davranırım, tıpkı bir annenin
çocuğuna “sevgi tüm suçları örter” hissiyle yaklaşması gibi.
Eşimden de aynı şeyi beklerim çünkü onun bana olan
yaklaşımı, benim ona olan yaklaşımımı artıracaktır. Aynı zamanda, eşimdem iyi
ve doğru bir örnek görmeye, egolarımız üzerine çıkma çabalarımızı onun da ciddiye
aldığını görmeye ihtiyacım vardır. Eşimin sunduğu örnek ne kadar iyi olursa,
eşim bana o kadar önemli ve yüce biri olarak görünmeye başlar, ona daha fazla
saygı duyarım ve bu da bana aynı ölçüde ona karşılık verme gücünü verir.
Bu süreçte, eşimi gözlerimde yüceltmeliyim ve onun
ortaya çıkardığı örneği takdir etmeliyim. Ne de olsa dürtülerinin üzerine çıkmaya çabalamış ve
çıkmıştır. Aynı zamanda ben de beni ayaklarımdan aşağı doğru çeken egomun
zayıflığını fark ederim, egom kendimi
aşmamı engellemektedir. Diğer yandan, her zaman eşime iyi bir örnek olma
sorumluluğunu göstermeye ve bu şekilde onu güçlendirmeye çalışırım. Böylece
birbirimize örnek oluruz. Her eş, diğeri için hem öğretmen hem de öğrenci
olmaya çalışır, bazen başını kaldırır ve bazen başını eğer. Karşılıklı olarak birbirine
destek olma hali, eşit ve müşterek bir ilişkinin oluşmasını sağlar ve aslında
birbimize ne kadar bağlı ve bağımlı olduğumuzu ortaya çıkarır.
Bu çalışmanın ışığında devam ettikçe, karşılıklı
tavize dayanan ve her eşin kendi egosunun üzerine çıkmasını sağlayan bu
müşterek ilişki, eşlere yeni değerler kazandırır. Bunu fark etmeliyiz. Böylece
karşılıklı şikayetleri bırakarak müşterek sevgi
alanını paylaşabiliriz. Fakat bu süreçte hiçbir şeyi yok etmeyiz ve asla “Halının altına
süpürmeyiz.” Sadece aynı malzemeden, yani
egoyu devamlı artıran aynı içsel dürtülerden, birlikte yeni bir şey inşa
etmeye çalışırız ve ortak çaba sarf ettiğimiz sürece bunu inşa edebildiğimizi
keşfederiz. Dolayısıyla, birbirimize bağımlı olduğumuz bu ilişkide, daima eşimi
desteklemeli ve kendini aşma konusunda onun için iyi bir örnek teşkil
etmeliyim. Ancak onun da aynı çabayı göstermesine ihtiyacım vardır. Böylece
sonuçta ikimiz de ortak egomuza, yani ortak düşmanımıza karşı mücadele veren,
gerçek ortaklar haline geliriz. Onunla yüzleştikçe birbirimize yakınlaşmaya
başlarız ve bu durum bizi gerçek bir bütün haline getirir, müşterek sevgi
alanında iki ayrı kişi değil, bir bütün oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder