Bizler hepimiz bozulmuşuz sanki kendimize baktığımızda. Çok iyi yaşamlarımız
yok. Davranışlarımız ve karakter özelliklerimiz rahatsızlık verici. Hem
başkalarından hem de kendimizden pek memnun değiliz.
Bu durum olgunlaşmamış, dalında daha büyümemiş, ekşi ve tatsız, kokusuz bir
elmaya benzer. Zamanla büyür ve olgunlaşır.
Bunu gözlemleyemeyenler bütün bu gelişimin faydasını anlayamazlar. Sıradan
bir elma neden bu kadar çok suyu, vitamini, mineralleri ve oksijeni içine çeker
ve barındırır ki?
Gelişim aşamasının son safhasında elma, rengini alır, hoş bir kokusu oluşur
ve parlaktır. Olgunlaşmış hali ile diğer büyüme esnasındaki ilerlemiş
aşamalarından da farklı durur.
Yani bizler de bu şekilde bu aşamalardan mı geçiyoruz? Belki de bizler bunu
göremiyoruz. Nitekim yaşamlarımızı olgunlaşamadan terk ediyoruz. Erdemli insan
olamadan ölüyoruz.
Belki de bir elma veya bir hayvandan farklı olarak, bizler nesilden nesle
gelişiyoruz. Her yeni gelen nesil diğerlerinden daha ileride ve öncekinden daha
fazla aşama kaydediyor. Olgunlaşma aşamasını sadece bir insanın yaşam süresi
olarak algılamamız pek mümkün değil.
Anlaşılan binlerce senelik toplumsal gelişmişliğimiz, bir insanın bireysel
şekilde nesilden nesle gelişimine benziyor. Hepimiz sonunda mükemmel ve olgun
bir evreye ulaşacağız.
Görünene bakılınca, gelişimimiz sanki bir şemaya göre hareket
ediyor. Fakat gelişimin sonunun nasıl olduğunu tam bilemiyoruz. Bu sebeple
şimdiki durumumuzun erişilebilecek en son doğru yol olduğunu söyleyebilmek zor.
Olgunlaşma yolumuz hem zor hem de ıstıraplar ile dolu. Nitekim
ilerleyebilmemiz, yaşadığımız beklenmeyen yaşam darbeleri, problemler ve
kişisel hatalarımız sonucu ve bunların kendi içimizdeki yönetimi ile
gerçekleşir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder