18 Mart 2012 Pazar

Doğayla Uyum İçinde İnsan


İnsanoğlu, bir yandan, hem entelektüel gücünün yardımıyla hem de Doğanın yardımıyla, maddesel  ihtiyaçlar açısından tek başına bu dünyada büyük bir başarı sağlamıştır.  Diğer yandan bakarsak da, insanoğlu kendini yıkımın eşiğine getirmiştir, termonükleer tehdit ve küresel ekolojik felaket  altındadır. Nedeni de şudur: insan, Doğanın tüm seviyelerini kullanmakta, tüketmekte ve onları kendi buyruğu altına getirmektedir.

Bugün, yaşadığımız olayların verdiği korkunun etkisinin ardından fark ediyoruz ki Doğa ahenk ve uyum içinde yaşamaktadır. Ayrıca  insanın, Doğaya hakim olma prensibinden kurtulması gerekmektedir. Biz Doğa içindeyiz, Doğanın elementleriyiz, Doğanın sıcaklık, basınç, değişik titreşimler, dalgalar gibi çok sayıdaki  parametreleri altındayız;  yaşamımızı bilmek ve gelişebilmek  için. Biz ancak Doğanın güçleri dengeli olduğu zaman rahat bir yaşam sürdürebiliriz ve gelişim sağlayabiliriz. Eğer sıcaklık ya da basınç derecesi yükselirse, bu bizi çok kötü etkiler. Bu yüzden bulunduğumuz yaşam şartları belli bir çerçevede olmalıdır. Bu çerçeve de Doğa ile dengede olmak durumundadır.

Biz, heyecanla sanal oyun oynayan  bir çocuk gibiyiz ve çevremizde olan hiçbir şeyi fark etmiyoruz. Çocuk, annesinin ona olan dikkatini hissetmez, onun farkına varamaz.  Biz, Doğanın yönetim sistemi içindeyiz  fakat bunu hissetmiyoruz ve bu yüzden de özgür olduğumuz hissine kapılıyoruz;  gerçekte böyle olmamasına rağmen. Doğanın bizi özgür bırakmasının sebebi ise bizim gelişmemizi ve özgür şekilde evrimleşmemizi sağlamaktır. Peki, biz ne yaptık? Ne için yaptık?
           İnsanoğlu, Doğanın amacına yönelik olarak gelişmeli ve  Doğaya hizmet etmelidir - dengeye gelmek  ve birbiriyle bütünleşmiş olmak için. Bunun için Doğa bizi öncelikle korunma, barınma, beslenme ve üreme gibi hayatın birincil ihtiyaçlarını karşılayacak arzularla yarattı.  Bu arzular, planın ikincil parçalarıdır ama biz onları  hayatımızın gayesi olarak algılarız. Sürekli artan ihtiyaçlarımızı karşılamak için  sürekli yeni yollar ararız.
              Tarih boyunca aşamalı evrimimizdeki amaç, insan ve Doğa  ilişkisini, hayatın anlamını ve hayatın amacını bulmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek ise bireysel olarak mümkün değildir, ancak toplum içinde  yapılabilir. Bunu başarmak için insan toplumunun temel olarak farklı şekilde organize olması gerekmektedir. Alışık olduğumuz gelişim yöntemleri değişti. Şimdi, hayatta kalmak adına kendimizi değiştirme görevini üstlendik. Bu görevden kaçmak mümkün değildir. Dünyamızın bütünsel olduğunu görüyoruz ve artık hiç kimse eski  sistemde kalamaz. Dolayısıyla, yeni sistemle  uyumlu  olmalıyız
  Son zamanlarda belki duymuş  olduğunuz ya da bilimsel literatürde okumuş olduğunuz yeni bir kelime var:  Ko- evrim, birlikte  evrim. Bu terim, herhangi bir ya da birden fazla sistem, birleşmiş  olarak gelişebilir demektir. Yani basitçe Ko-evrim, insanlığın gelişimi birlik içinde olur demektir. Bu bir bütünsel sistemdir. Ayrıca bu süreçte  birlikte, bilinçli olarak bir yöne gideriz. Hayatımızdaki değişikliklere dair bilinçlenmeliyiz ve anlamalıyız ki değişimimiz başladı ve bir değişim seviyesinden geçiyoruz. Bu değişim bizi, tek organizma gibi olan vücut halindeki birliğe götürür. Doğanın planı  budur. Ko-evrim mekanizmasının özünü, insanlığın birbirine  bağlı olan ortak gelişiminde insanların birbirlerinden  beslenmesi oluşturur. Başkaları dahil edildiğinde  ortak gelişim olur ve ancak bu ortak gelişimden sonra bir  üst seviyede  devam edebiliriz. Bu süreç,  etkileşimi, karşılıklı evrimi, daha yüksek seviyedeki sistemi   - özgecil birliği, verme niteliği mekanizmasını - oluşturmayı  sağlar. Bizim bu hayatta  kalmamız için ön koşul şudur: Sadece birlikte!
    Ko-evrim, insan için onurlu bir gelişimdir. İnsan, Doğa kavramını anlamaya başlar ve toplumun değişmeye başladığını görür. İnsanlar  Doğada var olmaya  başlarlar.  Doğanın ayrılmaz bir parçasıdırlar. Bu seviyede insandan  gizlenmiş  olan kanunu ifşa ederiz:  verme ve sevgi kanunu. Birlik sayesinde Doğa ile dengeyi sağlayacağız ve sonra hiçbir şey gerekmeyecek. Ne mutlu Bize!!! Bu mutluluk Bizim elimizde!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder